Biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOD)sudaki organik maddenin mikroorganizmalar tarafından biyokimyasal olarak parçalanma yeteneğini ölçen önemli göstergelerden biri olup, aynı zamanda suyun kendi kendini temizleme kapasitesinin ve çevre koşullarının değerlendirilmesinde de önemli bir göstergedir. Sanayileşmenin hızlanması ve nüfusun artmasıyla birlikte su ortamının kirliliği giderek ciddi hale gelmiş ve BOİ tespitinin gelişimi giderek gelişmiştir.
BOİ tespitinin kökeni, insanların su kalitesi sorunlarına dikkat etmeye başladığı 18. yüzyılın sonlarına kadar uzanabilir. BOD, sudaki organik atık miktarını yargılamak, yani sudaki mikroorganizmaların organik maddeyi parçalama yeteneğini ölçerek kalitesini ölçmek için kullanılır. Başlangıçta BOİ belirleme yöntemi nispeten basitti; ışın inkübasyon yöntemini kullanıyordu; yani su numuneleri ve mikroorganizmalar yetiştirme için özel bir kaba aşılandı ve daha sonra aşılamadan önce ve sonra çözeltideki çözünmüş oksijendeki fark ölçüldü ve BOİ değeri buna göre hesaplandı.
Ancak ışın kuluçka yöntemi zaman alıcı ve kullanımı karmaşık olduğundan birçok sınırlama vardır. 20. yüzyılın başlarında insanlar daha kullanışlı ve doğru bir BOİ belirleme yöntemi aramaya başladı. 1939'da Amerikalı kimyager Edmonds, belirleme süresini kısaltmak için çözünmüş oksijenin yenilenmesini bloke etmek üzere inhibitör olarak inorganik nitrojen maddelerinin kullanıldığı yeni bir BOD belirleme yöntemi önerdi. Bu yöntem yaygın olarak kullanılmış ve BOİ belirlemede ana yöntemlerden biri haline gelmiştir.
Modern bilim ve teknolojinin ilerlemesi ve enstrümantasyonun gelişmesiyle birlikte BOİ belirleme yöntemi de daha da geliştirildi ve mükemmelleştirildi. 1950'lerde otomatik bir BOİ cihazı ortaya çıktı. Cihaz, su numunelerinin müdahalesiz sürekli tespitini sağlamak için çözünmüş oksijen elektrodu ve sıcaklık kontrol sistemi kullanır ve tespitin doğruluğunu ve stabilitesini artırır. 1960'larda bilgisayar teknolojisinin gelişmesiyle birlikte, BOİ belirlemenin etkinliğini ve güvenilirliğini büyük ölçüde artıran, bilgisayar ağ bağlantılı otomatik veri toplama ve analiz sistemi ortaya çıktı.
21. yüzyılda BOİ tespit teknolojisi daha da ilerleme kaydetti. BOİ tespitini daha hızlı ve daha doğru hale getirmek için yeni cihazlar ve analitik yöntemler tanıtılmıştır. Örneğin, mikrobiyal analizörler ve floresans spektrometreleri gibi yeni cihazlar, su numunelerindeki mikrobiyal aktivitenin ve organik madde içeriğinin çevrimiçi olarak izlenmesini ve analizini gerçekleştirebilir. Ayrıca biyosensörlere ve immünolojik test teknolojisine dayalı BOİ tespit yöntemleri de yaygın olarak kullanılmaktadır. Biyosensörler, organik maddeleri spesifik olarak tespit etmek için biyolojik malzemeleri ve mikrobiyal enzimleri kullanabilir ve yüksek hassasiyet ve stabilite özelliklerine sahiptir. İmmünoassay teknolojisi, spesifik antikorları eşleştirerek su numunelerindeki spesifik organik madde içeriğini hızlı ve doğru bir şekilde belirleyebilir.
Geçtiğimiz birkaç on yılda BOD tespit yöntemleri, ışın kültüründen inorganik nitrojen inhibisyon yöntemine ve ardından otomatik ekipman ve yeni cihazlara kadar bir gelişim sürecinden geçmiştir. Bilim ve teknolojinin ilerlemesi ve araştırmaların derinleşmesiyle birlikte BOİ tespit teknolojisi hala geliştirilmekte ve yenilenmektedir. Gelecekte, çevre bilincinin gelişmesi ve düzenleyici gerekliliklerin artmasıyla birlikte BOİ tespit teknolojisinin gelişmeye devam edeceği ve su kalitesi izlemenin daha verimli ve doğru bir aracı haline geleceği öngörülebilir.
Gönderim zamanı: Haz-07-2024